ATATÜRK DÖNEMİ TÜRK SAVUNMA SANAYİSİ

I.Dünya savaşından mağlup çıkmış bir millet, ağır antlaşmalarla işgale maruz kalmış bir memleket, kanının son damlasına kadar savaşıp ülkesini düşmanın eline vermeyen bir halk.
Mustafa Kemal Atatürk bu zor zamanların hepsini birebir yaşamış bir  lider olarak  Türkiye Cumhuriyetini kurduğunda anladığı önemli bir konu vardı. Devletin toprakları ne kadar büyük olursa olsun ordun güçlü olamadıktan sonra devletin bir önemi kalmıyordu. Bunun için Türk ordusunun artık çağın şartlarına uygun bir şekilde modernize edilmesi gerekiyordu.
Atatürk ordunun ihtiyaçlarını karşılaması için 1924 yılında Ankara Fişek Fabrikasını ve Gölcük Tersanesini kurarak ilk adımlarını attı. Bu olay küçük gibi gözükse ’de Türk Savunma sanayisi için büyük bir başlangıçtı. Bu olaylar cereyan ettiği sırada özel sektör ilk fabrikasını açmaya hazırlanıyordu Atatürk’ün onayıyla 1925 yılında silah, bomba ve cephane üretecek olan Şakir Zümre Fabrikası kuruldu. Aynı yıl Eskişehir hava tamirhanesi kuruldu. Hava tamirhanesinin kurulması uçak fabrikalarının kurulacağının sinyalini önceden vermiştir.
Bir devlet için hava gücü olmazsa olmazdır. Atatürk’ün “İstikbal göklerdedir. Göklerini koruyamayan uluslar, yarınlarından emin olamazlar. ‘’ sözü hava gücünün ne kadar önemli olduğunu gösteriyordu. uçak fabrikası kurmak yeni kurulmuş bir devletin yapabileceği bir iş değildir. Bu yüzden Türkiye’nin araştırmaları ve Berlin büyükelçisi olan Kemaleddin Sami beyin girişimleriyle  Alman uçak üreticisi ‘Junkers’ Firması ile anlaşma imzalanmıştır. Junkers firması ile  ortak bir şirket kuran Türkiye şirketin  adını  TOMTAŞ (Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi) olarak belirlemiştir. Uçak fabrikası anlaşması imzalandıktan sonra fabrikanın kurulacağı yer belirlenmiştir. Türk hükümetinin tercihi Kayseri olmuştur. Bunun başlıca nedeni, Milli Mücadele’den alınan derslerdi. Milli Mücadele sırasında Batı bölgelerinde bulunan sanayi ve askeri tesisler Yunanlılar tarafından kısa sürede işgal edilivermişti. Oysa Kayseri, Anadolu’nun içerisinde stratejik bir bölgede bulunuyordu. Herhangi bir savaş durumunda düşmanın etrafı dağlarla çevrili bir ovadaki Kayseri’yi ve dolayısıyla TOMTAŞ’ı ele geçirebilmesi ya da bombalayarak zarar vermesi diğer yerlere göre çok daha zordu. Seçimin Kayseri olmasının ana nedeni, fabrikanın güvenliğini mümkün olduğunca üst düzeyde tutmaktı. Kurulan Uçak fabrikasından yıllık uçak üretim hedefi 250 olarak belirlendi.
Uçak fabrikasının kurulması Türk savunma sanayisi için dönüm noktasıdır bu olaydan sonra 1929 yılında Kırıkkale Mühimmat Fabrikası kurulmuştur Kırıkkale Mühimmat Fabrikasının temelleri aslında 15. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar inebilen tarihi bir kurumdur. Temelleri Fatih Sultan Mehmet’in Top Döküm Tesislerini kurdurmasıyla atılmıştır. Kırıkkale Mühimmat Fabrikası Türk ordusunun ihtiyaçları doğrultusunda her türlü mühimmatı üretmeye yönelik kurulmuştur. Bu fabrikanın devamında Cumhuriyet tarihinin ilk endüstriyel silah tasarımcılarından olan Nuri killigil (Enver Paşanın öz kardeşi) Tabanca, Havan ve Mühimmat Üretim Tesislerini kurdu. Nuri killigil  Resmi olarak Madeni eşya imal ediyordu. Âmâ asıl üretimi Milli savunma Bakanlığı’nın verdiği izinle silah üzerine üretim yapmasıydı.
Savunma sanayi içinde bu kadar hızlı gelişmeyi kolay kolay  her ülke kaldıramazken Türkiye Cumhuriyeti bunun üstesinden geliyor ama sorunlar bitmiyor. Devlet daha yeni toparlanmaya çalışıyor, üzerine Osmanlıdan kalan borçlarını ödemeye devam ediyor bu başlı başına bir yük olmasına rağmen Bir’de kendi içimizde Fransız-Alman tartışması yaparak kendi hayranlıklarını devlet işlerine alet etmeye çalışan milletvekilleri ile uğraşılıyordu. Atatürk gibi siyasetçiler sayesinde bu olaylar dikkate alınmamış devletin bekası için hangi ülke ile anlaşma yapılması gerekiyorsa o yapılmıştır.
Bu olaylar sürüp giderken 1936 yılında ikinci kez devrim niteliğinde bir olay daha yaşandı. Nuri Demirağ tarafından Uçak fabrikası açma girişimleri başladı. Nuri Demirağ: Avrupa’dan, Amerika’dan lisanslar alıp uçak yapmak kopyacılıktan ibarettir. Demode tipler için lisans verilmektedir. Yeni icat edilenler ise bir sır gibi, büyük bir kıskançlıkla saklanmaktadır. Binaenaleyh kopyacılıkla devam edilirse, demode şeylerle beyhude yere vakit geçirilecektir. Şu halde Avrupa’dan ve Amerika’nın son sistem tayyarelerine mukabil, yepyeni bir Türk tipi vücuda getirilmelidir.  Bu açıklamalardan sonra Nuri Demirağ İstanbul’da Uçak fabrikası kurdu. Bu uçakları uçurabilmek için ayrıyeten gök okulu açarak pilot yetiştirilmeye başlandı. Nuri Demirağ’ın fabrikası 1936 yılında ilk tek motorlu uçağını üretti. Uçağa Nu. D-36 adı verildi. Fabrika çalışmalarına devam edip 1938 yılında Nu. D-38 adlı çift motorlu 6 kişilik yolcu uçağını üretti. Fabrika üretimlerine devam etti.
Yokluktan Düşmana kurşun sıkacak silah bulamayan Türk halkının Artık Yerli üretim uçakları olmuştu. Bu 15 yıllık savunma sanayi gelişiminde hiçbir ülke Türkiye kadar gelişme kat edememiştir. Her şeyi sıfırdan yapıp ülkemizi kalkındırmış ileriyi görerek devrim niteliğinde adımlar atarak ülkemizi kalkındırmış Savunma Sanayinde ve diğer alanlarda Türk halkını en az seviyede dışa bağımlı hale getirmeye çalışan Mustafa Kemal Atatürk’ü Türk halkı her zaman kalbinin bir köşesinde sevgiyle taşımaya devam edecektir.
“Uçurum kenarında yıkık bir ülke, türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar, yıllarca süren savaş, ondan sonra, içeride ve dışarıda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet ve bunları başarmak için arasız, devrimler. İşte Türk genel Devrimi’nin bir kısa ifadesi.”
Gazi M. Kemal ATATÜRK



Yorumlar